Bir stoma, karın duvarına cerrahi yöntemle açılan ve sindirim ya da idrar yollarının dışarıyla doğrudan bağlantı kurduğu yeni bir “çıkış kapısı” gibidir. “Bağırsak torbası” olarak da bilinen stoma, vücuttaki normal atık yollarının (örneğin kalın bağırsak veya mesane) işlevlerini tam olarak yerine getiremediği durumlarda devreye girer. Bu sayede dışkı veya idrar, sorunlu bölge atlanarak karın duvarından doğrudan bir torbaya aktarılır. Kimi zaman geçici, kimi zaman ise kalıcı olarak uygulanan stoma, kişinin yaşam kalitesini korumak ve komplikasyonları önlemek amacıyla hayati bir çözüm sunar.
Stoma Nedir ve Nasıl Çalışır?
Stoma, Yunanca “ağız” ya da “açıklık” anlamına gelen bir kelimeden türemiştir. Temel olarak vücudun içinde bulunan organ veya dokuların, karın duvarından dışarı doğru oluşturulan küçük bir açıklık aracılığıyla atıklarını dışarı bırakmasıdır. En sık görülen stoma örnekleri, bağırsaklardan (kolon veya ince bağırsak) veya idrar yollarından (üreter) oluşturulan açıklıklardır. Stomanın ana işlevi, normal sindirim veya boşaltım kanallarında geri dönüşü olmayan tıkanma, hastalık veya yaralanma gibi durumlar söz konusu olduğunda, atıkların vücuttan güvenli bir şekilde tahliyesini sağlamaktır.
Stoma nasıl çalışır sorusunu cevaplarken basit bir örnek verilebilir: Evinizdeki mutfak lavabosu tıkanmış olsun. Suyun akması için alternatif bir boru hattı döşendiğini düşünün. Tıkanan bölüm devre dışı bırakılır ve su, bu yeni hat üzerinden akmaya başlar. İşte stomada da benzer bir mantık vardır; zarar görmüş veya iş göremeyen bağırsak ya da mesane kısımları yerine, karın duvarından oluşturulan yeni çıkış yolu kullanılır. Bu açıklık, normalde dışkının veya idrarın toplandığı torbaya bağlandığından, vücuttan atık çıkışı kesintisiz devam eder.
Stomanın kendisinde sinir uçları pek bulunmadığı için ağrı hissedilmez; o bölgeye dokunulduğunda acı duyulmamasının sebebi budur. Ancak çevredeki deri hâlâ hassas olduğu için bu bölgenin bakımı, hijyeni ve koruması özen gerektirir. Stomayı çevreleyen cilt dokusu, normal bir cilt yapısına sahip olduğu için, sindirim enzimleri ya da idrarın yarattığı tahrişe daha açıktır. Bu yüzden özel bakıma, uygun malzemelere ve düzenli takibe ihtiyaç duyulur.
Stomanın çalışma prensibi büyük ölçüde kendi iç organlarımızın doğal hareketlerine, özellikle de bağırsak hareketlerine (peristalsis) dayanır. Yani stoma aktif bir pompa mekanizmasına sahip değildir; bağırsakların veya böbreklerin normal dalgalanma ve itme hareketleri, atığı torbaya yönlendirir. Bu hareketin sıklığı ve hızı kişiden kişiye, hatta gün içindeki aktivite ve beslenme düzenine göre değişkenlik gösterir.
Stoma Türleri Nelerdir?
Stomalar genellikle, hangi organ ya da doku parçasının dışa açıldığını göz önünde bulundurarak sınıflandırılır:
- Kolostomi: Kalın bağırsak (kolon) üzerinden oluşturulan stoma türüdür. Genelde bağırsak kanserleri, divertikülit, travma veya obstrüksiyon gibi durumlar sonucunda gerçekleştirilir. Kolonun hangi bölümüne bağlanmış olduğuna göre “yükselen kolon kolostomisi”, “transvers kolostomi” ya da “sigmoid kolostomi” gibi alt başlıklara ayrılabilir.
- End Kolostomi: Kalın bağırsağın uç kısmı kesilerek karın duvarına ağızlaştırılır. Diğer uç bazen kapatılıp karın içinde bırakılır veya tamamen çıkarılır.
- Loop (Döngü) Kolostomi: Geçici amaçlı yapılan, genellikle iyileşme dönemi için bağırsak içeriğinin belli bir kısmını saptırmayı hedefleyen bir yöntemdir. Burada bir kolon döngüsü karın duvarına çekilir ve ortasından açılarak stoma haline getirilir.
- İleostomi: İnce bağırsağın son bölümü olan ileum karın duvarına ağızlaştırılır. İleostomide çıkan dışkı genellikle daha sıvı veya yarı katı formdadır; çünkü besinler kalın bağırsakta yeterince su çekilmeden dışarı atılır. Crohn hastalığı, ülseratif kolit veya kolonun büyük kısmının çıkarılması gibi durumlarda yaygın olarak kullanılır.
- Ürostomi: İdrar yollarından (genellikle üreterler veya böbrek) oluşturulan stomadır. Mesane kanseri, mesane fonksiyon bozuklukları veya tıkanmaları gibi durumlarda başvurulur. Bir bölüm ince bağırsak kullanılarak (ileal loop) üreterlerin bu bağırsak parçasına bağlanması ve sonra bu segmentin karın duvarına çıkışının sağlanması en yaygın yöntemlerden biridir.
- Kontinan Stomalar: Kontinan rezervuarlar veya kontinan ileostomiler, dışarıya sürekli akış yerine, içte bir kese oluşturarak kişinin belli aralıklarla bu keseyi kateterle boşaltmasına olanak tanır. Bazı hastalar için daha konforlu ve görece daha az görünür olabilir, ancak yönetimi farklı bir uzmanlık ve eğitim gerektirir.
- Mukoza Fistülleri: Bağırsaktan bir bölümün dışa açılması, diğer ucun ya da devamındaki segmentin başka bir noktada karına açılması şeklinde olabilir. Bu yöntem bağırsak içeriğinin farklı segmentlerinin ayrı stomalardan çıkışını sağlayabilir. Özellikle kalın bağırsağın çeşitli hastalıklarında ve cerrahi tekniklerde görülür.
Neden Bir Stoma Ameliyatı Gerekebilir?
Stoma ameliyatı genellikle altta yatan ciddi bir sağlık sorunu veya acil bir durum olduğu için gündeme gelir. Buradaki amaç hastanın hayatını tehdit eden bir durumu kontrol altına almak veya mevcut yaşam kalitesini iyileştirmektir. İşte stoma ameliyatı gerektirebilecek başlıca durumlar:
- Kolorektal Kanserler: Bağırsakta tümör oluştuğunda, bağırsağın etkilenen kısmının alınması gerekebilir. Bazen kalan sağlıklı iki uç birleştirilemeyecek durumda olur veya iyileşme döneminde koruyucu bir saptırma gerekir. Böyle durumlarda kalıcı veya geçici kolostomi uygulanabilir.
- İnflamatuvar Bağırsak Hastalıkları (IBH): Crohn hastalığı ve ülseratif kolit gibi kronik bağırsak hastalıkları, bağırsak duvarında ciddi iltihap, yara ve bazen de perforasyon yaratabilir. Tedavilere cevap vermeyen vakalarda stoma, hastanın konforunu ve güvenliğini sağlamak için bir seçenek hâline gelir.
- Travma ve Yaralanmalar: Trafik kazaları, ateşli silah yaralanmaları veya düşmeler sonucu bağırsak, mesane veya diğer organlarda ciddi hasar oluşabilir. O bölgenin onarımı zor veya riskliyse, geçici bir stoma açılarak hasarlı bölgenin iyileşmesine fırsat tanınır.
- Obstrüksiyon ve Tıkanmalar: Bağırsakta tıkanma (örneğin yapışıklıklar, tümörler veya fıtık nedeniyle) hayatı tehdit edebilir. Tıkanan bölgenin devre dışı bırakılması ve atık geçişinin sürdürülmesi için stoma gerekebilir.
- Doğumsal Anomaliler: Bazı bebekler, bağırsak açıklığının olmadığı veya rektumun tam gelişmediği durumlarla doğar (örneğin Hirschsprung hastalığı). Bu çocuklarda bağırsak içeriğinin dışarı alınabilmesi için stoma hayat kurtarıcı bir müdahale olabilir.
- Nörolojik Problemler: Omurilik yaralanması, multiple skleroz gibi nörolojik hastalıklar sonucunda bağırsak veya mesanenin kontrolü kaybedilebilir. Bu durumlarda stoma, kişinin hijyenini ve yaşam konforunu artırmak amacıyla tercih edilebilir.
- Radyasyon Hasarı ve Diğer Kronik Durumlar: Pelvis bölgesine uygulanan radyoterapi, uzun vadede bağırsakta kalıcı yaralar veya darlıklar oluşturabilir. Şiddetli kabızlık, bağırsak hareketlerinin durması veya mesane fonksiyon bozuklukları da stoma gerektirebilir.
Kolostomi Ameliyatı Nasıl Yapılır?
Kolostomi, kalın bağırsağın (kolon) karın duvarına ağızlaştırılması işlemidir. Bu ameliyatın yöntemini anlamak için adım adım ilerleyebiliriz:
- Anestezi ve Hazırlık: Genel anestezi altında yapılan bir operasyondur. Hasta operasyon öncesinde, bağırsak temizliği ve gerekli laboratuvar testleri açısından hazırlanır. Sindirim sisteminin içeriğinin mümkün olduğunca boşaltılmış olması cerrahi saha temizliği açısından kritiktir.
- Karın İnsizyonu: Cerrah, karın bölgesine uygun bir kesi yaparak kalın bağırsağa ulaşır. Kesi yeri, hastanın vücut yapısına, planlanan stoma bölgesine ve varsa önceki ameliyat izlerine göre değişebilir.
- Bağırsağın Hazırlanması: Sorunlu veya alınması gereken bağırsak kısmı varsa çıkartılır. Sağlam uç, stoma olarak kullanılmak üzere hazırlanır. Eğer söz konusu işlem end kolostomi şeklindeyse, bağırsak ikiye ayrılır; üst kısım karın duvarına getirilir, alt kısım ise kapatılarak karın içinde bırakılabilir veya çıkarılabilir. Loop kolostomide ise bağırsak tamamen kesilmez; sadece bir döngü halinde karın duvarına çekilir ve üst yüzeyi açılarak stoma oluşturulur.
- Stoma Açma: Karın duvarından stomanın geçeceği uygun bir delik (stoma sitesi) oluşturulur. Bu noktada en önemli detaylardan biri, stomanın hasta için en rahat, cilt kıvrımlarına ya da kemik çıkıntılarına en az temas edecek biçimde planlanmasıdır. Bir tür “ön izleme” yapılır; hasta ameliyattan önce ayakta dururken, otururken, yatarken incelenir ve ideal bölgeye işaret konur.
- Dikme ve Sabitleme: Bağırsak ucu veya döngüsü, cilt seviyesinden 1–3 cm kadar çıkıntı yapacak şekilde sabitlenir. Bu çıkıntı, stomaya takılan torbanın sızdırma yapmasını önlemeye yardımcı olur. Bağırsak, karın duvarına dikilir ve mukozayla cilt arasında güvenli bir “kenetlenme” (mukokütan anastomoz) sağlanır.
- Torbanın Takılması: Operasyonun sonunda stomanın üzerine geçici ya da kalıcı torba sistemi yerleştirilir. Bu sistem, atıkların toplanmasında ilk savunma hattıdır ve hastanın bakım sürecinde kritik önem taşır.
- İyileşme ve İzlem: Ameliyat sonrası dönemde, stomanın görünümü, renk değişikliği, sızıntı, enfeksiyon belirtileri ve genel bağırsak fonksiyonları gözlemlenir. Özellikle ilk haftalarda stoma boyutunda şişlik veya değişiklikler olması normaldir. Hasta ve yakınları, doğru torba takma, cilt bakımı ve olası komplikasyonlarla başa çıkma konularında eğitilir.
Kolostomi Torbası Sisteminin Temel Bileşenleri Nelerdir?
Bir kolostomi torbası sistemi, temelde dışkının toplanıp güvenli bir biçimde saklanmasını, sızdırılmamasını ve kokunun kontrol altına alınmasını sağlayan parçalardan oluşur:
- Torba (Pouch): Genellikle plastik veya polimer bazlı malzemelerden üretilen, kokuyu hapsedecek şekilde tasarlanmış bir toplayıcıdır. İç yüzeyinde, dışkının yapışmasını veya topaklanmasını azaltan özel kaplamalar olabilir. Bazı torbalar tek kullanımlıktır (kapalı uçlu), bazıları ise boşaltılabilir ve bir süre kullanılmaya devam edilir (açık uçlu veya drenajlı).
- Adheziv Zemin (Bariyer veya Wafer): Stomayı çevreleyen cilde yapışan ve atıkların sızmasını engelleyen kısımdır. Silikon veya hidrokolloid esaslı malzemelerden yapılır. Bu bariyerler cildi mümkün olduğunca korur ve tahrişi azaltmak için özel olarak tasarlanır. İyi bir bariyer, sızıntıları önler ve torbanın cilde sıkıca tutunmasını sağlar.
- Filtre / Havalandırma Sistemi: Gaz çıkışını kontrol altına almayı amaçlar. Özellikle kolostomi veya ileostomisi olan hastalarda bağırsakta oluşan gaz, torbada birikerek “balonlaşma” yaratabilir. Bu filtreler gazı kontrollü bir şekilde dışarı atarken kokuyu da hapseder.
- Kapanış Mekanizması: Kapalı uçlu torbalar tek seferlik kullanılır ve atılır; açık uçlu torbalarda ise çıkış kısmında klips, cırt cırt (Velcro) veya entegre bir kilit sistemi olabilir. Boşaltma işlemi bu mekanizma sayesinde yapılır ve ardından torba tekrar kapatılır.
- Ek Aksesuarlar: Bazı sistemlerde konveks yüzeyli plaklar, stoma kuşakları, koruyucu halkalar veya macunlar bulunur. Bunlar stomayı tam çevreleyerek sızıntı ihtimalini azaltır ve ciltteki girinti-çıkıntılara uyum sağlar.
Stoma Bakımı Nasıl Yapılır?
Stoma bakımı, kişinin hem konforu hem de cilt sağlığı için düzenli ve özenli yapılması gereken bir rutindir. En temel adımlar şu şekilde özetlenebilir:
- Temizlik: Stoma ve çevresindeki cilt, nazikçe temizlenmelidir. Ilık su ve parfümsüz, yumuşak bir sabun kullanmak yeterlidir. Alkol veya güçlü kimyasal içeren temizleyiciler, ciltte tahrişe ve kurulmaya yol açabilir. Temizlik sonrası cilt yumuşak bir bezle veya kâğıt havluyla kurulanmalıdır.
- Gözlem: Bakım esnasında stomanın rengi, boyutu ve çevre cildin durumu izlenmelidir. Sağlıklı bir stoma genellikle pembemsi-kırmızı renkte ve hafif nemli görünür. Ciltte kızarıklık, kabuklanma, akıntı veya yara oluşumu fark edilirse, bu durum bakteri üremesi veya tahriş kaynaklı olabilir ve müdahale gerekebilir.
- Ölçüm ve Kesim: Stoma ameliyatından sonraki ilk haftalarda stomanın boyutları hızla değişebilir. Bu nedenle torba sisteminin yapıştırılacağı delik, sürekli güncel ölçümlere göre kesilmelidir. Çok dar kesilirse stoma sıkışır, çok geniş kesilirse sızıntı ve cilt tahrişi meydana gelebilir.
- Bariyer Uygulaması: Torba ya da plakanın yapışacağı cilt bölgesine, eğer gerekliyse koruyucu macun veya halka uygulanır. Bu adım, cilt yüzeyindeki küçük çukurların veya tırtıklı alanların doldurulmasına yardımcı olur. Böylece torbanın altına sızıntı olmaması sağlanır.
- Yeni Torbanın Takılması: Bariyer plaka veya wafer, cildin yüzeyine hava kabarcığı kalmayacak şekilde bastırılır. Daha sonra torba, bu bariyere (eğer iki parçalı sistem kullanılıyorsa) takılır veya tek parçalı sistemde direkt cilde yapışan kısım torbanın kendisi olur. Bazı kişiler, ek güvenlik için bel kemeri veya destekleyici aksesuar kullanır.
- Boşaltma ve Değiştirme Sıklığı: Drenajlı bir torba kullanılıyorsa, torbanın yarısı ya da üçte biri dolduğunda boşaltılması önerilir. Çok dolan torba ağırlık yapıp sızıntıya neden olabilir. Değişim sıklığı ise genellikle birkaç günde birdir; fakat cilt hassasiyetine, kullanılan ürünün türüne ve dışkı miktarına göre değişebilir.
- Hijyen ve Koku Kontrolü: Kokuyu azaltmak için torbanın içine damlatılabilen damlalar, spreyler ya da filtreli torbalar kullanılabilir. Düzenli temizlik ve doğru malzeme kullanımı, hem cilt sağlığını hem de koku kontrolünü sağlar.
Stoma ile Yaşamda Nasıl Değişiklikler Olur?
Stoma sahibi olmak, insanın günlük yaşamında bazı alışkanlıklarını gözden geçirmesini gerektirebilir. Ancak bu hayatın tüm güzelliklerinden vazgeçmek anlamına gelmez. Aksine, birçok kişi stoma sonrasında bağırsak problemlerinin yarattığı kısıtlamalardan kurtularak daha özgür bir yaşama kavuştuğunu dile getirebilir. Yine de bazı konularda hassasiyet gelişebilir:
- Kıyafet Seçimi: İlk akla gelen değişikliklerden biri kıyafet uyumudur. Stoma ve torba bölgesi fazla sıkışmamalıdır. Genellikle bel kısmı çok dar olmayan pantolonlar, esneyebilen kıyafetler veya bir beden daha büyük giysiler tercih edilebilir. Günümüzde moda sektörü de bu konuda daha bilinçli olup özel tasarımlı giysiler sunmaktadır.
- Sosyal Hayat ve Özgüven: Sızdırma veya koku endişesi, özellikle erken dönemde sosyal anksiyeteyi tetikleyebilir. Ancak uygun torba seçimi, doğru bakım ve koku filtreleriyle bu risk oldukça azaltılabilir. İlk dönem tedirginlikleri zamanla yerini güvene bırakır ve kişi sosyal yaşantısına rahatlıkla geri dönebilir.
- Seyahat ve Dışarıda Vakit Geçirme: Stoma torbası malzemelerini yedekli taşıma alışkanlığı önemlidir. Uzak mesafe yolculuklarda veya uzun sürecek dışarı planlarında, ekstra torba, bariyer, temizlik malzemeleri hazır bulundurmak pratik çözümler getirir. Havalimanı güvenlik kontrolünden geçerken, doktor raporu veya stoma kartı gibi belgeleri taşımak bazen süreci kolaylaştırabilir.
- İş Hayatı ve Günlük Aktiviteler: Birçok meslek kolunda stoma herhangi bir engel teşkil etmez. Fiziksel güç gerektiren işlerde ya da ağırlık kaldırmanın söz konusu olduğu durumlarda ek koruyucu kuşaklar ve uzman tavsiyeleri devreye girebilir. Masa başı işlerde ise uzun süreli oturmaktan kaynaklanan basınç, torba yerleşiminin doğru yapılmasıyla yönetilebilir.
- Duygusal ve Psikolojik Adaptasyon: Stoma, görünümde bir değişiklik ve beden algısında dönüşüm yarattığı için başlangıçta duygusal dalgalanmalara neden olabilir. Bu konuda destek almak, benzer deneyimleri yaşamış kişilerle veya uzmanlarla iletişimde olmak adaptasyon sürecini hızlandırır. Zaman geçtikçe, kişi stoması ile yaşamayı öğrenir ve çoğu rutinini yeniden kazanır.
- Partner İlişkileri ve Mahremiyet: Cinsellik ve yakınlık konusu bazen kişileri tedirgin edebilir. Torbanın fiziksel varlığı veya olası kaza korkuları, çekingenliğe neden olabilir. Ancak torba kapatıcısı kullanmak, torbayı boşaltarak ilişkiye girmek gibi basit önlemler bu süreci daha rahat kılar. Önemli olan açık iletişim ve karşılıklı anlayıştır.
Diyet, Stoma Fonksiyonunu Etkiler mi?
Beslenme, stomadan çıkan atığın miktarını, kıvamını ve sıklığını etkilediği için oldukça önemli bir konudur. Sindirim sisteminin cerrahi sonrası anatomisi değiştiği için, besinlere verilen tepkiler farklılaşabilir. Bazı temel prensipler şunlardır:
- Sıvı Dengesi: Özellikle ileostomisi olan kişilerde, vücut bir miktar suyu kalın bağırsak evresinde ememediği için daha fazla sıvı kaybeder. Yeterli miktarda su içmek, elektrolit dengesini korumak için çok önemlidir. Ancak sadece su içmek bazen yeterli olmaz; oral rehidrasyon çözeltileri veya tuzlu gıdalarla sodyum, potasyum gibi mineraller desteklenmelidir.
- Lif ve Kıvam: Yüksek lifli gıdalar (kabuklu meyve-sebzeler, tam tahıllar, kurubaklagiller) stoma çıkışının hacmini ve kıvamını artırabilir. Bazı insanlar için bu faydalıyken, bazıları için tıkanıklık ya da gaz problemleri yaratabilir. Bu nedenle lif alımını yavaş yavaş artırmak ve kendi vücudunun tepkilerini takip etmek önemlidir.
- Gaz Yapan Yiyecekler: Karnabahar, brokoli, lahana, fasulye, soğan gibi besinler aşırı gaz üretebilir. Herkesin tolere edebilme düzeyi farklı olduğundan, deneme-yanılma yöntemiyle kişiye özel bir beslenme düzeni oluşturulmalıdır.
- Koku Oluşturan Besinler: Balık, yumurta, baharatlı yiyecekler ve sarımsak gibi besinler genellikle daha yoğun kokuya sebep olabilir. Bu durum bazı hastaları rahatsız edebildiği için, kokuyu azaltmaya yönelik diyet düzenlemeleri veya torba içine damlatılan koku giderici damlalar işe yarayabilir.
- İshal veya Kabızlık Yönetimi: Kolostomisi olan hastalarda, beslenme biçimi stoma çıktısını direkt etkileyebilir. Çok yağlı yiyecekler ishale, yoğun lifli gıdalar kabızlığa yol açabilir. Dengeyi bulmak, bol sebze, meyve ve yeterli sıvı almak çoğunlukla işe yarar. İshal durumunda tuz ve potasyum açısından zengin gıdalar (örneğin patates, muz) tercih edilebilir.
- Öğün Düzeni: Küçük ve sık öğünler, sindirim sistemine yükü bölerek daha düzenli stoma çıkışlarına yol açar. Özellikle ilk aylarda büyük porsiyonlar yerine, günde 5–6 kez ufak porsiyonlarla beslenmek hem sindirim açısından konforlu hem de besin emilimi açısından daha verimli olabilir.
Stoma, Fiziksel Aktiviteleri Nasıl Etkiler?
Stoması olan kişilerde en sık dile getirilen endişelerden biri de fiziksel aktivitelerin nasıl yapılacağı yönündedir. Aslında, doğru önlemler ve uygun destek ürünleriyle birçok aktivite güvenle sürdürülebilir:
- Yürüyüş ve Günlük Egzersiz: Hafif tempolu yürüyüş, germe hareketleri ve ev içinde yapılan egzersizler genellikle rahatça yapılabilir. Çoğu uzman, ameliyat sonrası iyileşme döneminden sonra düzenli yürüyüşleri, kan dolaşımını ve bağırsak fonksiyonlarını desteklemesi bakımından önerir.
- Ağırlık Kaldırma ve Zorlayıcı Sporlar: Aşırı ağırlık kaldırmak ya da karın bölgesine aşırı basınç uygulayan hareketler (örneğin halter, yoğun karın egzersizleri, profesyonel güreş veya dövüş sporları) stoma bölgesinde fıtık oluşma riskini artırabilir. Bu tür sporlara yönelmeyi düşünenler mutlaka uzman görüşü almalıdır. Karın kaslarını destekleyen özel kuşaklar veya karın korseleri kullanılabilir.
- Yüzme: Su sporları, stoması olan birçok kişi tarafından keyifle yapılabilir. Su geçirmez plaklar, sıkı yapışan torba sistemleri veya özel yüzme kemerleri sayesinde, torbanın sızdırma riski büyük oranda azaltılabilir. Hatta deniz ya da havuzda, diğer insanlardan stomanın varlığı genellikle fark edilmez.
- Yoga ve Pilates: Bu tür egzersizler, doğru yapılırsa core (karın ve bel çevresi) kaslarını güçlendirebilir. Ancak stomanın erken döneminde ani esneme hareketleri veya derin bükülmeler rahatsızlık verebilir. Bu nedenle yumuşak geçişlerle başlamak ve bedenin sınırlarını dinleyerek ilerlemek önemlidir.
- Günlük İşler ve Sosyal Aktiviteler: Bahçe işleri, market alışverişi, hafif ev temizliği, arkadaşlarla toplanmalar gibi aktiviteler çoğunlukla zorlanma olmadan sürdürülür. Yalnızca uzun süre eğilmek veya ağır yük kaldırmak gibi eylemlerde dikkatli olunmalıdır.
Stomanın Duygusal ve Psikolojik Etkileri Nelerdir?
Bir stoma, sadece bedensel değil aynı zamanda duygusal ve ruhsal dünyayı da etkileyen büyük bir değişimdir. İnsanların beden algısı, özgüveni ve sosyal kimliği üzerinde önemli yankılar uyandırabilir:
- İlk Şok ve Kabullenme Süreci: Hastalar ameliyat sonrası ilk kez stoma ile karşılaştığında şaşkınlık, korku veya üzüntü yaşayabilir. Bu oldukça doğal bir tepkidir. Ameliyat öncesi bilinçlendirme ve sonrasında yakın destek, adaptasyon sürecini kolaylaştırabilir.
- Beden İmajı ve Özgüven: Karın duvarında bir torbanın olması, kişinin vücudunu “farklı” hissetmesine yol açar. Bazıları bunu “eksi” olarak algılayabilir ve özellikle kıyafet seçimi, sosyal ortamlarda görünüm gibi konularda tedirginlik duyabilir. Ancak zamanla, doğru malzeme ve aksesuar seçimiyle bu endişeler büyük ölçüde aşılabilir.
- Stres ve Anksiyete: Olası sızıntılar, gaz çıkışı veya kokuyla ilgili kaygılar, özellikle sosyal ortamlarda stres düzeyini yükseltebilir. Bu tür kaygıları azaltmak için, profesyonel destek almak ya da stoma kullanan diğer kişilerle deneyim paylaşımında bulunmak faydalı olabilir.
- Depresyon Riski: Uzun süreli hastalık geçmişi veya stomanın kalıcı olduğu durumlarda, kişinin gelecek planları ve sosyal rolleri üzerinde karamsarlık oluşabilir. Bu durumun, psikolojik destek veya ilaç tedavileriyle hafifletilebileceği unutulmamalıdır. Erken dönemde ruhsal desteğe başvurmak, ilerleyen dönemlerde daha ağır depresyon tablolarını önleyebilir.
- İlişkiler ve Yakınlık: Cinsel yaşamda çekingenlik veya utanma duyguları ortaya çıkabilir. Partnerle açık iletişim, karşılıklı saygı ve duyarlılık bu süreci rahatlatır. Birçok kişi, stoma sonrası da tatmin edici bir cinsel yaşama sahip olduğunu, hatta ameliyat öncesine göre daha sağlıklı hissettiğini dile getirebilir.
- Destek Grupları ve Rehabilitasyon: Gerek hastanelerin düzenlediği stoma rehabilitasyon programları, gerekse sivil toplum kuruluşları bünyesindeki destek grupları, hastalara deneyimlerini paylaşma fırsatı sunar. Ortak problemler ve çözümler konuşuldukça, yalnızlık hissi azalır ve özgüven artar.
İhtiyaçlarınıza Uygun Kolostomi Torbası Nasıl Seçilir?
Piyasada farklı markaların ve çeşitli tasarımların sunduğu onlarca kolostomi torbası seçeneği bulunur. En uygun sistemi seçmek, kişinin yaşam tarzı, cilt yapısı ve stoma tipi gibi faktörlere bağlıdır:
Stoma Şekli ve Boyutu: Öncelikle stomanın çapı, çıkıntı yüksekliği ve yer aldığı karın bölgesinin kıvrımları dikkate alınmalıdır. Örneğin içe doğru çekilmiş (retrakte) veya cilt seviyesinin altında bir stoma için konveks plaklar gerekebilir.
Tek Parçalı vs. İki Parçalı Sistemler:
- Tek Parçalı: Torba ve bariyerin tek bir yapıda olduğu sistemdir. Takması ve çıkarması kolaydır; ancak torbayı değiştirmek istediğinizde bariyeri de kaldırmanız gerekir.
- İki Parçalı: Bariyer ve torba ayrı parçalar hâlindedir. Bariyer uzun süre ciltte kalabilir, torba ise gerektiğinde çıkarılıp takılabilir. Cilt hassasiyeti olanlarda veya torbayı sık değiştirmesi gerekenlerde tercih edilebilir.
Açık Uçlu vs. Kapalı Torbalar:
- Kapalı Torba: Belirli bir miktar dışkı dolduğunda tüm torba değiştirilir. Gün içinde dışkı sıklığı fazla olmayan kolostomili hastalar için uygun olabilir.
- Açık Uçlu (Boşaltılabilir) Torba: Torbanın alt kısmı açılabilir bir mekanizmaya sahiptir. İçerik boşaltıldıktan sonra torba yıkayıp yeniden kullanılabilir. İleostomide veya sık dışkılanan durumlarda pratiklik sağlar.
- Filtre ve Koku Kontrolü: Bazı torbalarda entegre karbon filtreleri bulunur. Bu filtreler gaz çıkışını kontrol ederken kokuyu da önemli ölçüde azaltır. Sosyal ortamlarda güvende hissetmek isteyenler için bu filtreli modeller tercih sebebi olabilir.
- Malzeme Seçimi ve Alerjiler: Özellikle bariyer materyaline karşı oluşan alerjiler ciltte tahrişe yol açabilir. Hidrokolloid veya silikon bazlı yapışkan yüzeyler cildinizle daha uyumlu olabilir. Tüm yeni ürünlerde, ilk denemeden önce ufak bir bölgede test etmek akıllıca olur.
- Yaşam Tarzı ve Aktivite Düzeyi: Spor yapan veya hareketli bir işte çalışanlar, daha esnek, terlemeye dayanıklı ve güvenli kapatma mekanizmaları olan torbalara ihtiyaç duyabilir. Yüzücüler için su geçirmez ek bantlar veya özel tasarımlar uygundur.
- Diyet ve Sindirim Alışkanlıkları: Dışkı kıvamı, atığın hacmi, gaz çıkışı gibi faktörler de torba seçimini etkiler. Hızlı dolan ya da çok gaz üreten stomalarda, sık boşaltma veya geniş kapasiteli torbalar gündeme gelebilir.
Stomalara İlişkin Yaygın Yanlış Kanılar Nelerdir?
Stoma hakkında toplumda yerleşmiş bazı önyargılar ve yanlış bilgiler bu durumu yaşayanları gereksiz endişelere ya da sosyal izolasyona itebilir. İşte sık karşılaşılan birkaç yanlış kanı:
- “Stoma Sürekli Kötü Koku Yapar.”
Günümüz teknolojisiyle üretilen torbalar, koku geçirmez malzemelerden yapılır ve filtrelerle desteklenir. Doğru bakım ve sık boşaltma yapılırsa, belirgin bir koku problemi yaşamak çoğunlukla söz konusu olmaz.
- “Stoma Sadece Yaşlılarda Görülür.”
Her yaş grubunda, bebeklerden genç yetişkinlere kadar çeşitli nedenlerle stoma açılabilir. Doğumsal anomaliler, travma ya da kronik hastalıklar gibi durumlar gençlerde de stoma gereksinimine yol açabilir.
- “Stoma Ameliyatından Sonra Normal Beslenme Mümkün Değildir.”
Başlangıçta dikkatli olunması gereken gıdalar olsa da birçok insan zamanla çok geniş bir besin yelpazesini tüketebilir. Sadece kişisel toleransların keşfi ve denge önemlidir.
- “Stoma ile Spor veya Yüzme Yapılamaz.”
Doğru ekipmanlar, koruyucu aksesuarlar ve uzman önerileriyle yüzme, koşu ve hatta bazı takım sporlarını yapmak mümkündür. Profesyonel sporcular arasında bile stoma taşıyan örnekler vardır.
- “Cinsel Yaşam Tamamen Biter.”
Stomanın fiziksel varlığı, cinsel hayata engel değildir. Özellikle uygun hazırlık ve partnerle iletişimle, sağlıklı ve doyurucu bir cinsel yaşam mümkündür.
- “Torba Seçimi Hep Aynıdır, Değiştirme Gerekmez.”
Aksine, herkesin stoması ve cilt yapısı farklı olduğu için kişiye özel ürün seçimi yapmak çok önemlidir. Zaman içerisinde ihtiyaçlar da değişebilir, bu nedenle ürün değişiklikleri ve yenilikleri takip etmek önerilir.
Stoma Komplikasyonlarında Ne Zaman Tıbbi Yardım Aranmalı?
Stoma ile yaşamak genel olarak güvenlidir, fakat bazı beklenmeyen durumlar ortaya çıkabilir. Bu komplikasyonlar erken teşhis ve doğru müdahale ile çözümlenebilir. Aşağıdaki belirtilerden herhangi biri fark edilirse, bir uzmana başvurmak gereklidir:
- Stomanın Renginde ve Görünümünde Anormal Değişiklik: Sağlıklı bir stoma, parlak pembe veya kırmızımsı renkte olur. Mor, siyah veya mavi renk değişimi, kan dolaşımında sorun (iskemi veya nekroz) olduğunu gösterebilir.
- Ciddi Kanama: Stomanın yüzeyinde hafif kanlanma normal kabul edilir, ancak sürekli veya yoğun kanama varsa derhal değerlendirme yapılmalıdır.
- Yüksek Output (Aşırı Atık Çıkışı): Günde 2 litrenin üzerinde dışkı veya sıvı gelmesi, özellikle ileostomili kişilerde dehidratasyon ve elektrolit dengesizliği riski taşır. Bu durum uzun süre kontrol altına alınamazsa tıbbi destek alınmalıdır.
- Tam Tıkanma veya Hiç Çıkış Olmaması: Stoma torbasına uzun süre hiç atık gelmemesi, özellikle de ağrı veya bulantı-kusma eşlik ediyorsa bir tıkanıklık söz konusu olabilir.
- Stoma Etrafında Fıtık (Parastomal Herni): Karın duvarının zayıfladığı bölgelerden bağırsak kıvrımı dışarı sarkabilir. Hafif şişlikler bazen ağrı vermese de büyüyüp sıkışma riski oluşturabilir. Ağrı, renk değişikliği veya şişliğin hızla büyümesi durumunda acil müdahale gerekebilir.
- Prolapsus (Stomanın Aşırı Uzaması): Bağırsak segmentinin normalden fazla dışarı çıkmasıdır. Eğer ciddi oranda uzama, renk değişikliği veya işlev bozukluğu varsa uzman görüşü almak önemlidir.
- Ciltte Şiddetli Tahriş, Enfeksiyon veya Yaralar: Kızarıklık, akıntı, kabuklanma veya kötü kokulu yara oluşumu, cilt sağlığını tehdit eder. Bu durum sızıntı, alerji veya mantar-bakteri enfeksiyonunun belirtisi olabilir.
- Stomanın İçeriye Doğru Çekilmesi (Retraksiyon): Stoma cilt seviyesinin altına gömülebilir. Bu sızıntıyı artırıp cilt problemlerine yol açar ve cerrahi bir düzenleme gerekebilir.

Doç. Dr. İsmail Sert, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olduktan sonra genel cerrahi uzmanlığını Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tamamladı. İsviçre, Hollanda ve Malatya’da organ nakli, karaciğer, pankreas ve safra yolu cerrahisi üzerine eğitimler aldı. 2018’de Tepecik Hastanesi’nde karaciğer nakli programını kurdu ve yönetti. Türk ve Avrupa Cerrahi Yeterlilik Belgelerine sahiptir. Ağustos 2023’ten itibaren İzmir Bayraklı’daki özel kliniğinde hastalarını kabul etmektedir.
Laparoskopik Distal Pankeotektomi
Kanser Cerrahisi
Sitoredüktif Cerrahi ve HİPEC (sıcak kemoterapi)
Kanser Cerrahisi
Kitle sebebi ile Bilateral Adrenelektomi
Kanser Cerrahisi
Pankreas Baş kısmında ki yaklaşık 4cm’lik kitlenin Whipple Ameliyatı
Kanser Cerrahisi