Çoğunlukla kendini çok hafif semptomlar ile ya da tamamen semptomsuz bir şekilde gösteren pankreas kanseri genelde ilk etapta karın içi ve karaciğer bölgelerine yayılma eğilimindedir. Bunun yanında bu hastalığın, yani pankreas kanseri hastalığının yakınlarında bulunan kan damalarına ve lenf nodlarına yayılma durumu da bu hastalarda sıkça görülen bir durumdur.
Pankreas kanseri, bu yayılma durumuna ek olarak oldukça hızlı yayılan bir kanser türüdür. Diğer kanser türlerine göre daha hızlı yayılabilen pankreas kanseri en hızlı yayılım gösteren kanser türü olarak bilinir. Bu açıdan pankreas kanserinin oldukça tehlikeli bir kanser türü olduğu söylenebilir. Pankreas kanserini bu kadar tehlikeli yapan en önemli faktörlerden biri bu hastalığın sinsice gelişen bir hastalık olmasıdır. Pankreas kanseri hastalığına sahip olan hastalarda, özellikle erken evrelerde herhangi bir sağlık sorunu ya da hastalık belirtisi gözlemlenmeyebilir. Buna karşın hastalık belirtisi gösteren hastalarda bile bu belirtiler yeterince spesifik olmayabilir.
Pankreas kanseri erken evrelerde genelde kendini üst karın ağrıları ile gösterir. Bu üst karın ağrıları hastanın sırt bölgesine de yayılabilirler. Buna karşın hastalığın en önemli belirtilerinden biri hastanın ağrı olan üst karın bölgesinde şişkinlik ve doygunluk hisleridir. Bu hisler hastada iştahsızlık yaratabilir. İştahsızlık ise sonraki evrelerde hastanın ciddi oranda kilo kaybetmesine neden olabilir.
Özellikle pankreas kanseri hastalığına sahip olan hastalarda bu kilo kaybının tedavi olmadan önüne geçilmesi çok zordur. Hastalar kaybettikleri kiloları geri almak için çabalasalar bile sonuç olarak bu çabalar başarısızlıkla bitebilir. Diabetes mellitus, yani diyabet hastalığı, ya da halk arasında daha yaygın kullanılan ismi ile şeker hastalığı da pankreas kanseri hastalarında sıkça yaşanan bir sağlık sorunudur. Özellikle aile geçmişinde şeker hastalığı bulunmayan kişilerde bu hastalık pankreas hastalığının habercisi olarak değerlendirilir.
İlk evrelerde tanı koyması oldukça zor olan pankreas kanseri vakalarında tanı genelde hastalığın son evrelerinde koyulabilir. Bu evrede hastalık genelde hastanın pankreas çevresinde bulunan kan damalarına, lenf nodlarına ve diğer organlarına yayılmış vaziyette olabilir. Kanser yayılımı ne kadar az ise, hastanın tedavi yöntemlerine olumlu yanıt verme olasılığı o kadar yüksektir.
Ancak kanserin çok fazla yayıldığı ve artık son evrelerinde olan hastalarda tedaviye olumlu yanıt verme oranlarının bir hayli düşük olduğu söylenebilir. Son evre içerisinde tanısı koyulan hastaların yüzde beşi, beş yıllık yaşam süresine sahip olabilmektedir. Bu oran, hastanın sahip olduğu pankreas kanserinin doğasına ve özelliklerine göre değişim gösterebilir. Yayılım oranı daha az olan hastalarda tedaviye olumlu yanıt verme şansı çok daha yüksektir.
Pankreas kanseri tedavisi için uygulanan yöntemler ise yine hastadan hastaya değişim gösterebilir. Ancak bu hastalığın, yani pankreas kanserinin tedavisinde çoğu hasta için cerrahi yöntemler uygun görülür. Hasta genelde, whipple ameliyatı adı verilen kapsamlı ve zorlu bir ameliyata alınır. Whipple ameliyatı son derece önemli bir ameliyattır ve bu ameliyatın uygulanabilmesi için deneyimli bir hekim gerekir. Ameliyat, hastadan hastaya değişim gösterebilmek ile birlikte uzun ve zorlu şekilde seyredebilmektedir. Ameliyat sırasında hastanın kanserli bölgesi açılır ve hekim kanserli dokuyu, etrafındaki doku ile birlikte hastanın vücudundan çıkarır. Sonrasında bölgeye dikiş atılır ve bölge kapatılır.
Pankreas kanseri hastalarına uygulanan whipple operasyonu sonrası genelde hasta kemoterapi ve radyoterapi tedavilerine de alınır. Bu tedaviler, yani kemoterapi ve radyoterapi çoğu kanser türü için uygulandıkları gibi pankreas kanserinin tedavisi için de uygulanırlar. Kemoterapi ve radyoterapi tedavileri, metastaz yapma oranı oldukça yüksek olan pankreas kanseri hastalığı için olmazsa olmaz tedaviler niteliğindedirler.
Sıkça Sorulan Sorular
Pankreas kanseri en sık hangi organlara metastaz yapar?
Pankreas kanseri en sık karaciğere, ardından akciğerlere, periton bölgesine ve uzak lenf nodlarına metastaz yapar. Otopsi çalışmaları, karaciğerin metastaz yaptığı en sık organ olduğunu ve klinik deneme gruplarında bu oranların %83.6’ya kadar çıktığını göstermektedir. Akciğer metastazları ise yaklaşık %26 oranında görülürken, peritoneal tutulum da sık görülmektedir. Uzak lenf nodları metastazları da sıklıkla gözlemlenir, ancak oranlar değişkenlik göstermektedir.
Metastazın belirtileri nelerdir?
Pankreas kanseri metastazı genellikle karın ağrısı, açıklanamayan kilo kaybı, sarılık (cilt ve gözlerde sararma), iştahsızlık ve halsizlik gibi belirtilere yol açar. Kanser karaciğere yayıldığında karaciğerin büyümesi ve daha fazla sarılık görülebilir. Akciğerlere metastaz yaparsa nefes darlığı ve devamlı öksürük meydana gelebilir, kemiklere yayılması ise kemik ağrısına ve kırılma riskinin artmasına yol açabilir. Ayrıca şeker hastalığının ortaya çıkması veya mevcut şeker hastalığının kontrol edilmesinde zorluk yaşanması pankreas kanseri metastazının bir göstergesi olabilir. Bu belirtiler genellikle belirgin olmayabilir ve hastalık ilerlemeden önce ortaya çıkmayabilir, bu yüzden erken teşhis ve bu tür belirtilerle karşılaşıldığında bir sağlık profesyoneline başvurulması önemlidir.
Pankreas kanseri metastazını engellemek için hangi tedavi yöntemleri uygulanır?
Pankreas kanseri metastazını engellemek için tedavi stratejileri arasında cerrahi rezeksiyon, kemoterapi, radyoterapi ve hedefe yönelik tedaviler yer alır. Tümörün cerrahi olarak çıkarılması, kanser hücrelerinin yayılmadan önce ortadan kaldırılmasını amaçlayan birincil yaklaşımdır. FOLFIRINOX veya gemcitabin ile nab-paklitaksel kombinasyonları gibi kemoterapi rejimleri, tümör boyutunu küçültmek ve mikrometastazları hedef almak için yaygın olarak kullanılır. Radyoterapi, cerrahiden sonra kalan kanser hücrelerini hedeflemek veya kemoterapi ile uygulanabilir. Yüksek doz vitamin C gibi yeni tedavi yöntemleri umut verici sonuçlar göstermiştir; bir araştırma, 75 gram vitamin C’nin kemoterapiye eklenmesinin, ileri evre pankreas kanseri hastalarının hayatta kalma süresini sekiz aydan 16 aya iki katına çıkardığını bildirmiştir. Ayrıca klinik denemeler, metastazı engellemek ve tedavi etkinliğini artırmak için immünoterapiler ve belirli genetik mutasyonları hedefleyen yeni tedavi ajanlarını incelemektedir.
Metastaz tedavisinde cerrahi yöntemler etkili midir?
Metastatik pankreas kanserinde cerrahi müdahale genellikle hastalığın agresif doğası ve kötü prognozu nedeniyle sınırlıdır. Bununla birlikte, bazı durumlarda cerrahi fayda sağlayabilir. Örneğin bir meta-analiz, izole pankreas kanseri metastazı için akciğer rezeksiyonunun kabul edilebilir genel hasta sağkalımı ile ilişkilendirildiğini, bu da seçici akciğer rezeksiyonunun böyle senaryolarda faydalı olabileceğini göstermektedir. Ayrıca Surveillance, Epidemiology, and End Results (SEER) veritabanından elde edilen bir çalışmada, metastatik pankreas kanseri olan ve primer tümör rezeksiyonu yapılan hastaların cerrahi müdahale yapılmayanlara göre daha uzun kısıtlı ortalama sağkalım süresine sahip olduğu bulunmuştur.
Metastaz sonrası yaşam süresi ve tedavi seçenekleri nelerdir?
Metastatik pankreas kanserinin 5 yıllık relatif sağkalım oranı yaklaşık %3’tür. Tedavi genellikle kemoterapi ile yapılır ve FOLFIRINOX veya gemcitabin ile nab-paklitaksel kombinasyonları yaygın olarak kullanılır. Son yapılan araştırmalara göre, yüksek doz C vitamini eklemenin kemoterapiye çiftlik sağkalımı artırdığı, 8 aydan 16 aya kadar uzandığı görülmüştür. Diğer tedavi seçenekleri, hedefe yönelik tedavi ve immünoterapiler olup, bu tedavilerin etkinliği sınırlıdır. Klinik denemelere katılmak, yeni tedavi yöntemlerine erişim sağlayabilir ve hastaların sonuçlarını iyileştirebilir.
Kaynakça: Demirci, S. N., & Erdem, G. U. (2017). Metastatik Pankreas Kanserinde Nötrofil/Lenfosit Oranının Prognostik Önemi.
https://tr.wikipedia.org/wiki/Pankreas_kanseri
https://en.wikipedia.org/wiki/Pancreatic_cancer
![Pankreas Kanseri Nereye Metastaz Yapar? Pankreas Kanseri Nereye Metastaz Yapar?](https://www.ismailsert.com.tr/wp-content/uploads/2022/08/Adsiz-tasarim-1.png)
Doç.Dr.İsmail SERT, Ege Üniversitesi, Tıp fakültesi’nden mezun olduktan sonra Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Genel Cerrahi kliniğinde uzmanlık eğitimini tamamladı. Uzmanlık Eğitimi sırasında 6 ay süreyle İsviçre, Cenevre Üniversitesi Hastanesi’ nde pankreas adacık hücre nakli, karaciğer nakli ve böbrek nakli, karaciğer pankreas cerrahisi konularında eğitim aldı.
Laparoskopik Distal Pankeotektomi
Kanser Cerrahisi
Sitoredüktif Cerrahi ve HİPEC (sıcak kemoterapi)
Kanser Cerrahisi
Kitle sebebi ile Bilateral Adrenelektomi
Kanser Cerrahisi
Pankreas Baş kısmında ki yaklaşık 4cm’lik kitlenin Whipple Ameliyatı
Kanser Cerrahisi